İnternet ortamında içeriklerin daha anlamlı hale gelmesi ve arama motorları tarafından daha iyi anlaşılması için yapısal veri büyük bir önem taşır. İşte bu noktada devreye giren RDFa (Resource Description Framework in Attributes), web sayfalarındaki verilerin semantik hale gelmesini sağlar. Peki, RDFa nedir ve SEO açısından nasıl bir rol oynar? İşte detaylar!
Bir web sitesinin başarısını belirleyen en kritik metriklerden biri bounce rate (hemen çıkma oranı)‘dır. Kullanıcıların siteye girdikten sonra başka sayfalara geçmeden ayrılması, içerik ve kullanıcı deneyimi açısından bazı sorunları işaret edebilir. Ancak bazen bounce rate’i düşürmek gerekirken, bazı durumlarda artırılması da istenebilir. Peki, bounce rate nasıl optimize edilir? İşte detaylar.
Bir web sitesini ziyaret eden kullanıcıların, yalnızca tek bir sayfaya göz attıktan sonra herhangi bir etkileşimde bulunmadan siteyi terk etmeleri “Bounce Rate” yani hemen çıkma oranı olarak adlandırılır. Dijital pazarlama ve web analitiği dünyasında önemli bir metrik olan bounce rate, bir web sitesinin performansı ve kullanıcı deneyimi hakkında değerli bilgiler sunar. Peki, bounce rate tam olarak ne anlama gelir? Hangi faktörler bu oranı etkiler? İşte detaylarıyla bounce rate kavramı.
Günümüzün dijital dünyasında büyük ölçekli işletmeler, arama motorlarında daha görünür olmak ve rekabette öne çıkmak için Enterprise SEO stratejilerine ihtiyaç duyar. Küçük ve orta ölçekli web siteler için kullanılan SEO teknikleri genellikle yeterli olmaz. İşte bu noktada, yüzlerce sayfaya sahip kurumsal web siteleri için özel optimizasyon stratejileri devreye girer.
Günümüzde, dijital varlığın gücü ve önemi tartışılmaz. İş dünyasında “kurumsal” ya da “enterprise” kavramına her geçen gün daha fazla vurgu yapıyoruz. Peki, “Enterprise Web Site” denince aklınıza ne geliyor? Belki devasa bir yapıya sahip, yüz binlerce ziyaretçi alan, karmaşık sistemleri entegre eden bir web platformu gözünüzün önünde canlanıyor. Tam da bu! Üstelik bu platformların yalnızca büyük şirketler ya da holdingler için değil, hızla büyümeye hazırlanan ve gelecekte devasa bir potansiyele sahip olmayı hedefleyen tüm kurumlar için kritik olduğunu söylemek mümkün.
Schema.org, web sitelerinin arama motorları tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlayan bir yapısal veri işaretleme standardıdır. Google, Bing, Yahoo ve Yandex tarafından desteklenen bu sistem, web sayfalarındaki bilgileri kategorize ederek, arama sonuçlarında daha zengin ve dikkat çekici görünmelerini sağlar. Doğru kullanıldığında, Schema.org, SEO performansını artırabilir, organik trafiği yükseltebilir ve kullanıcı deneyimini geliştirebilir. Bu makalede, Schema.org’un ne olduğu, nasıl çalıştığı ve nasıl kullanıldığı detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
Dijital dünyada, arama motorlarının web sitelerini daha iyi anlaması ve sıralamada öne çıkarması için belirli veri yapılarına ihtiyaç duyulur. İşte tam da bu noktada JSON-LD devreye girer! Google ve diğer arama motorları, sayfalardaki bilgileri anlamlandırmak için yapısal veri kullanır ve JSON-LD, bu verileri sunmanın en etkili yöntemlerinden biridir. Peki, JSON-LD tam olarak nedir, ne işe yarar ve SEO açısından neden bu kadar önemlidir? Eğer bir web siteniz varsa veya dijital pazarlama ile ilgileniyorsanız, JSON-LD hakkında bilgi sahibi olmanız, arama motorlarında daha iyi bir görünürlük elde etmenize yardımcı olabilir. Bu yazıda, JSON-LD kodunun ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve SEO’ya nasıl katkı sağladığını detaylı bir şekilde ele alacağız.
WYSIWYG, “What You See Is What You Get” ifadesinin kısaltmasıdır ve Türkçesi “Ne Görüyorsan Onu Alırsın” anlamına gelir. Peki, bu tam olarak ne anlama geliyor? Bir metin ya da görsel düzenleyici kullanırken, ekranda gördüğünüz tasarımın son çıktıda (örneğin bir web sayfası, basılı sayfa veya e-posta gibi) birebir aynı şekilde görünmesini ifade eder. Kodlarla boğuşmadan, “buraya kalın yazı, şuraya bir görsel ekleyelim, fontu da biraz büyütelim” şeklinde yaptığınız her düzenleme, nihai çıktıda tam olarak aynı biçimde ortaya çıkar.
Node.js, JavaScript dilini sunucu tarafında kullanmanıza olanak sağlayan hafif, hızlı ve etkin bir çalışma ortamıdır. Bu sayede geliştiriciler hem istemci tarafında (tarayıcı) hem de sunucu tarafında aynı dili (JavaScript) kullanabilir. Bu da kod tekrarını azaltarak geliştirme sürecini hızlandırır.
Dijital pazarlama dünyasında, verimliliği artırmak ve yatırımların karşılığını görmek her zaman önceliklidir. Cost Per Sale (CPS) modeli, tam da bu noktada devreye giriyor. Satış odaklı bir ödeme modeli olan CPS, özellikle e-ticaret işletmeleri için etkili bir yöntemdir. Peki, CPS tam olarak nedir? İşte tüm detaylarıyla CPS’in dünyasına dalıyoruz.
WhatsApp